top of page

Çevreyi korumak

Allah, insanı varlıkların en üstünü olarak yaratmış ve diğer varlıkları da onun hizmetine sunmuştur. İnsan. Allah'ın kendisine verdiği akıl ve irade ile çevreyi korumalı, canlı veya cansız hiçbir varlığa zarar vermemelidir.
Çağımızın en önemli konularından biri. çevre kirliliği ve onun getirdiği felaketlerdir, insanoğlu yüzyıllardır bilinçsizce çevreye zarar vermekte, ormanları yok etmekte, bazı canlı türlerini ortadan kaldırarak doğaya zarar vermektedir. Ozon tabakasının incelmesi, buzulların erimeye başlaması ve küresel iklim değişikliklerinin olması insanoğlunun çevreye verdiği zararların birer sonucudur. Çevreye zarar verilmemesi bütün dinlerde açık bir şekilde belirtilmiş ve çevrenin temiz tutulması öğütlenmiştir.
İslam dini doğadaki hiçbir varlığa zarar verilmemesini bilakis tüm varlıkların korunması gerektiğini emretmiştir. İslam inancına göre bu dünyanın gerçek sahibi Yüce Allah'tır ve her şeyi o yaratmıştır. Kur'an'daki; "Göğü Allah yükseltti ve dengeyi o koydu. Sakın dengeyi bozmayın."(Rahman suresi. 7-8. ayetler.) ayeti Allah'ın evrene bir denge koyduğunu, insanın bu dengeyi bozmaması gerektiğini belirtmektedir. Müslüman, bu dünyadaki varlıkları Allah'ın yarattığı birer varlık olarak görür ve bundan dolayı tüm varlıklara sevgiyle yaklaşır.
Rahmet peygamberi olan Hz. Muhammed. canlı-cansız tüm varlıklara karşı merhametle yaklaşmıştır. Peygamberimiz, insanların gelip geçtiği yolları, gölgelendikleri yerleri, ağaç gölgelerini, duvar diplerini, halkın dinlenmek ve istirahat etmek için oturduğu bütün yerleri kirletmeyi yasaklamıştır. İnsanlara eziyet verecek, gelip geçerken rahatsız edecek bir dalın, bir dikenin o yerden kaldırılmasını imanın bir alameti olarak kabul etmiş, mümine eziyet edenleri Allah'ın sevmeyeceğini buyurmuştur. O, bir hadisinde; "Yolları ve gölgelikleri, insanların oturup dinlendikleri yerleri kirletmekten sakının." (Müslim. Taharet. 68.) buyurarak tüm insanlığa evrensel çevre bilincini vermiştir. Müslüman, her yerde ve durumda başkalarını rahatsız edici davranışlardan kaçınmalıdır.
"Elinizde bir ağaç fidanı varsa, kıyamet kopmaya başlasa bile, eğer onu dikecek kadar vaktiniz varsa, mutlaka dikin. " Hz. Muhammed (s.a.v.)
Çevrenin korunması için diğer dinlerin de birçok öğüdü vardır. Hristiyanlık ve Yahudilikte çevreye zarar vermek yasaklanmış, çevrenin güzelleştirilmesi öğütlenmiştir. Dinlerde çevrenin korunması, doğal dengenin bozulmaması insanlara sürekli olarak hatırlatılmıştır. Tevrat'ta dünyanın yaratılışı anlatıldıktan sonra çevreyi oluşturan varlıklarla ilgili şu bilgiler verilmektedir: "Ve Rab kuru toprağa yer dedi ve suların birikintisine denizler dedi ve Rab iyi olduğunu gördü. Ve Rab. yer; ot tohum veren sebze ve yer üzerinde tohumu kendisinde olup. cinslerine göre meyve veren ağaçlar hasıl olsun, dedi ve öyle oldu..." (Tevrat, Tekvin, 1.)

Hinduizm ve Budizm'de tabiatı ve çevreyi korumak, dini değer olarak görülmektedir. Yeryüzündeki canlı ve cansız varlıkların, kutsal varlıklar olarak algılanması, çevrenin tanrının insanlara emaneti olarak görülmesine neden olmuştur. Bu nedenle, çevre bilinci özellikle uzak doğu dinlerinde önem arz etmektedir. Budizm'de erdemli birey olabilmek için çevredeki hiçbir varlığa zarar vermemek, bütün varlıkları korumak şarttır.

 

bottom of page